Alışveriş Merkezlerinin Fahiş ve Haksız Faiz Uygulamaları

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNİN FAHİŞ VE HAKSIZ FAİZ UYGULAMALARI

Alışveriş merkezleri tarafından taksitli yapılan alışverişlerde tüketicilere sözleşme imzalatılmakta ve sözleşmeye dayalı olarak bono diye adlandırdığımız kambiyo senetleri alınmakta.

Tüketici herhangi bir şekilde de taksitlerinin ödemesinin aksatılması halinde icra takibine geçilmekte ve icra ödeme emrinde işlemiş ve işleyecek faiz yönünden sözleşmede belirtilen fahiş (aylık %7, yıllık %84) faizler talep edilmektedir.

Satıcıların matbu sözleşmelerinde; “…sözleşmeye bağlı borç, yukarıda vade ve miktarı belirtilen taksitler halinde vade tarihinden itibaren en geç üç gün içerisinde E…. A.Ş. şubelerine veya şirketin yetki belgeli tahsildarına makbuz karşılığı ödenecektir… Gününde ödenmeyen taksitlere, vade tarihinden itibaren aylık %7 vade farkı uygulanacaktır. Bununla birlikte ard arda iki taksitin vadesinde ödenmemesi halinde ise vadesi gelmemiş tüm taksitler muaccel hale gelecek ve temerrüdün hukuksal sonuçları olan icra takipleri ve alacak davaları açılır.” bilgilendirmesinin yer aldığı görülmektedir.

Hakkında bu şekilde takip yapılan tüketicimiz öncelikle icra takibinde işlemiş faize fahiş olan bölüm yönüyle itiraz etmeli, süresinde itiraz etmeyenler ise faiz oranının düzeltilmesi için dava açması gerekmektedir.

Bu konuda borçlu İcra Hukuk mahkemesinde yani merciide şikayette de bulunabilir.

2004 sayılı İİK’nin “şikayet ve şartlar” başlıklı 16.maddesine göre “(1) Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “temerrüt faizi” başlıklı 120. maddesine göre

“(1) Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.

(2) Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.

(3) Akdi faiz kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur”

şeklinde düzenlenmiştir.

Sözleşmenin ödenmeyen taksitleri için TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda faiz uygulanmasının zorunlu bulunmaktadır.

Takip ile istenen işlemiş faiz miktarına 2004 sayılı İİK’nin 62. maddesine göre itiraz bildirilmediğinde kesinleşmiş olabilir. Ancak işleyecek faiz bakımından talepteki orana itiraz edilmemişse dahi 3095 sayılı kanun ve takip alacağına göre belirlenecek oranlara göre ve Türk Borçlar Kanunu’nun 120. maddesindeki sınırlama dikkate alınması gerekir. Sözleşmede kararlaştırılmayan temerrüt faizinin 3095 sayılı Kanun hükümlerine göre belirleneceği, iş bu kanunda ise ticari olmayan işlerde uygulanacak yasal faizin yıllık % 9 olarak belirlendiği açıktır. TBK’nin 120/2. maddesine göre sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranını birinci fıkrası belirlenen yıllık faiz oranının %100 fazlasını aşamaz. Bu durumda adi işlerde akdi temerrüt faiz oranını taraflar aralarında belirlenmemişse bu oran TBK m.120/2 gereğince temerrüt sonucu uygulanmak üzere yıllık %9 un yüzde yüz fazlası olan %18 oranında belirlenmiş olacaktır.

Takibe dayanak borcun tüketici işleminden kaynaklandığı tespit edilmesi halinde; taraflar arasındaki anlaşma ve talep bağlılığı ilkesi dikkate alınarak takipten sonra uygulanacak temerrüt faiz oranının TBK m.120 gereği yıllık %9 yasal faizin yüzde yüz fazlası olan %18 temerrüt faiz oranı uygulanması gerekir.

Yargıtay’ın; “takipten sonra işleyecek faiz oranları dönem dönem (kademeli olarak) değişkenlik gösterdiğinden, bu faiz oranına süresi içinde borçlu tarafından itiraz edilmemiş olsa bile, takip talebinde istenmiş olan faiz oranının kesinleşmiş olmayacağını, bu hususun ‘süresiz şikayet’ konusu yapabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle şikayete konu husus süresiz şikayete tabi olup esasa girilerek inceleme yapılması gereklidir” şeklinde bir çok içtihadı mevcuttur.

Av. İbrahim Güllü

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*