Çalar Söylemez

ÇALAR SÖYLEMEZ

Bugünler de Türkiye’nin gündemini Çalar Söylemez vakası işgal ediyor.

Sağlık Bakanlığı’nın eski müşaviri Ahmet Emin Söylemez ile sosyal medya fenomeni Büşra Nur Çalar Söylemez‘in bebekleri için düzenledikleri lüks mevlit töreni görüntülerine toplumda infial ve tepki var. Sosyal medyada tepki çığ gibi büyüyor.

Türkiye’miz ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyor. TÜİK verilerine göre, istihdam edilebilir nüfusun yüzde 14’ü işsiz. Bu, 4 milyon 650 bin kişi demek. Açlık ve yoksulluk sınırında milyonlarca kişi var. Bu ortamda doğal olarak yapılan lüks düğün ve benzeri törenlere tepkiler de çok büyük.

Toplum olarak israfa ve şatafata çok meraklıyız. Öyle ki tüm insani ve dini değerleri bir tarafa bırakıp gösteriş ve lüks peşinde koşuyoruz. Yeni doğmuş çocuğa takılan tektaş yüzük ile rüküşlük ve lüks severliğimiz zirveye ulaşmış durumda.

Saraylarda yapılan lüks törenler, bir ekmek bir hırka anlayışına sahip olması gerekenlerin servet ve zenginlik imtihanı nasıl kaybettiğinin resmidir. Bir bebeğe takılan tektaş yüzük resmi kaybedenleri ölümsüzleştiriyor. İşin kötü tarafı insanın gülerken kaybettiğinin farkında olmaması.

İnsanın mal ve mülk imtihanında kendisini kaybetmemesi, zenginlik ve şöhretin karşısında eğilmemesi, nereden gelip nereye gittiğini ve bir gün tüm yaptıklarından hesap vereceğini düşüncesiyle hareket etmesi gerekir. Bu yapılmadığı zaman ise kendini kaybetmiş, şatafat ve gösteriş meraklısı tipler her zaman karşımıza çıkacaktır.

İnsanın itibarı ve büyüklüğü, gösterişli mekanlarda, lüks arabalarda ve ziynet eşyalarında değildir. İtibar karakterdedir. Yaşamak için değil yaşatmak için yaşama ruhuna sahip olabilmektedir. Yoksa Çalar Söylemez’ler gibi yaşamak için yaşayanların düşüncesiyle insanın kendisini aşması, itibar görmesi asla mümkün olamayacaktır.

 

KAYNAK: GÜLLÜ HUKUK OFİSİ – https://avibrahimgullu.com/calar-soylemez/